Annesi haydi kalk dedi .Odruk gözlerini açmaya çalıştı olmadı, yeniden denedi ama her seferinde göz kapakları ağırlaştı kaldırmakta güçlük çekti, tekrar uykuya daldı.Annesi haydi kalk yavrum çok geç kaldın dedi .Hayvanlar aç ve susuz kaldı, babana ne diyecem bıktım , bıktım dedi.Odruk gözlerini açtı ama her taraf karanlıktı.Üzerinden yorganını usulca açtı ,dışarısı çok soğuk tu hemen yorganı geri kapattı. Annesinin ayak seslerini duyunca hemen yataktan fırladı ,ayakabılarını giydi, bastonunu aldı.Etrafına bakındı her yer çok karanlıktı, yıldızlar o kadar parlaktı ki bakmaktan kendini alamadı, sonra birden irkildi ve evden 20 30 metre uzaktaki kendi evlerinin bir benzeri olan evin kapısını açtı.
Koyun sürüsü birden irkildi ve ayağa kalktılar.Hızla dışarı çıkmaya başladılar.Odruk un ağzına acı bir sıvı boşaldı. nefes alması zorlaştı karın ağrısı artmıştı .Yemek yememesine karşılık açlık hissetmiyordu.Bir taraftan karnını tuttu ve bir yandan da koyun sürüsün evden çıkmasını bekledi.
Hareket etmekle ağrısı artıyordu ,ağır adımlarla koyun sürüsü evden çıkınça, kapıyı usulca kapattı ve sürünün arkasından yürümeye başladı.Koyunları çok seviyordu ama şimdi artık her sabah uyanmak ve ardından nasıl otlak bir alana gitmesi gerektiğine karar vermek çok zor geliyordu.Yaptığı işin dışında bir şansının da olduğunu bilmiyordu.Bulunduğu köy kurak ve köy sınırları da oldukça dardı. Kölüler bu alanların bir kısmını üzüm bağları , bir kısmınıda tarla olarak kullanıyor ,dağlık ve taşlık alanlarda otlak olarak kullanılıyordu. Otlaklar koyun sürülerinin ayak izlerinden nerdeyse her alan yol olmuştu ,adı otlak ama nerdeyse ot yok kuru ot sapları taş aralarında saklanmış şekildeydi.Sürünün ot bulması çok zordu, ama karınlarını da doyurması gerekti .odruk sürüyü doyurmak zorunda hissediyordu. ne yapacağını bilmiyor ama zorunda olduğunu biliyordu.Sürüyü birazda tarlaların olduğu alana götürse belki orda ot vardır dedi ve köyden görunmeyen dağın güney yamaçına doğru sürüyü yönlendirdi.Köyün sınırının nerde başlayıp nerede bittiğini bilmiyor sorun olaçağını ise aklından bile geçirmiyordu.Hemen kendilerininde tarlalarının olduğu alanın dağlık olan parçasına tarlaya yaklaşmadan sürüsünü yönlendirdi.Hayvanlar o olanda karnını doyurmaya başladı ve devamlı hareket halindeki sürü birden dağılmaya başladı .Odrukta onlara bakıyor ve iyiki sürüsünü buraya getirmişti diye içinden geçirdi .Sevinci çok kısa sürdü. Üç kişi siyahlar içinde ve ellerinde sopalar ve silahlar vardı. Bunlar karşı köyün gençleriydi .Neden üzerine doğru geliyorlar ve neden telaşlıydılar anlamıyordu.Ama birşeylerin yolunda gitmediğini anladı. Gençlerden biri odruku yanına çağırdı. Odruk adama baktı adamın bir elinde sopa bir elindede tabanca vardı.Çok korktu ve hızla bir anda kaçma kararı aldı .dağlık olmasına karşın öyle bir kaçmaya başladı ki yanından geçen sopayı ancak fark etti dünyası karamış ne yana koştuğunu bilmeden kaçıyordu.ir taraftanda silah sesi geliyor ama o tamamen kendini kaçmaya ve neler olduğunu da düşünerek kaçıyordu.arkasına baktı ne sürüsü vardı nede kendisini kovalayan insanlar .Nefes nefese kalmış kalbi yerinden çıkaçak gibiydi. Karın ağrısı geçmiş, kaçmanın da korkununda etkisiyle ,yeniden cesareti yerine gelmişti ama çaresizlik içindeydi.Durakladığı an bir ses işitti kendisini kovalayan kişiler buraya gel sürünü al yoksa biz onları alırız ve bir dahada sürünü vermeyiz dediler .Odruk düşündü ve böyle saçma sapan bir istek olamazdı. Yanına gitse hem sürüsü hemde kendisi onların eline geçecek ve ne isterlerse onu kendisine yaparlardı. Gitmese hayvanları elinden gidecek .Fakat ne olursa olsun sürüyü bırakıp bu zorluktan kurtulmak için ,babasına söylemesi gerektiğini düşündü.Hızlı adımlar ile köyüne doğru yol aldı.Ayakları yırtık ayakabılarının içinde her tarafından kanlar akıyordu ama farkında olmamııştı.Ağrıda duymuyordu.Bir ruyadaydı ve kabusu yaşıyordu sanki.Ne olacağını bundan sonra başına neler geleceğini bilmiyordu. Düşünmek bile istemiyordu . Çok bitkin yorgun caresiz di.